Türkiye, son dönemde FETÖ'nün yalanlarıyla dolandırılan vatandaşların hikayelerine bir yenisini daha ekledi. Türkiye'deki çeşitli illerde meydana gelen dolandırıcılık vakalarında, FETÖ terör örgütü ile bağlantılı oldukları iddia edilen dolandırıcılar, insanları çeşitli bahanelerle tuzağa düşürerek milyonlarca lira kazanmayı başardılar. Dolandırıcılık hikayeleri, sadece maddi kayıpların ötesinde, insanlar üzerinde derin psikolojik etkiler bıraktı. Bu tür olayların arttığı bir dönemde, FETÖ'nün adını kullanarak yapılan dolandırıcılık vakalarının artışı dikkat çekici bir şekilde gündemdeki yerini koruyor.
Olayların başında, FETÖ ile mücadele adına kurulan bir dernek öne çıkmakta. Bu derneğin, FETÖ ile mücadele edenlere bağış toplamak amacıyla kurulduğu söyleniyor. Ancak dernek, kendisinin bu mücadeleyi yürüttüğünü iddia ederek vatandaşlardan bağış toplamaya başladı. İddialara göre, bağış kampanyasında toplanan paraların çoğu, dolandırıcıların cebe indirdiği paralar oldu. İnsanlar, FETÖ karşıtı bir mücadelede kendilerine yer bulacakları umuduyla bu kampanyalara katıldılar; fakat birçoğu dolandırıldıklarının farkına ancak çok geç vardılar. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar ve sahte hesaplar, dolandırıcıların işini kolaylaştırdı. Bu hesaplar, FETÖ'nün gerçek yüzünü ifşa ettiği yalanlarıyla doluydu.
Dolandırıcılık vakası ile ilgili pek çok mağdur, yaşadıkları süreci şöyle aktarıyor: “İlk başta bağış yapmak istemedim ama konu FETÖ olunca bir şeyler yapmak istedim. Şimdi elimdeki parayı verdim ama dolandırıldığımı anlayamadım.”. Birçok kişi, üniversitelerde yapılan toplantılarda ve seminerlerde karşılaştıkları bu derneklerin, dolandırıcılara kapı araladığına inanıyor. Mağdurlar, yaşadıkları kaybın yalnızca maddi olmadığını, aynı zamanda güven duygularını da sarstığını ifade ediyor. Toplum içinde FETÖ gibi bir yapı ile mücadeleye katkı sağlama umuduyla harekete geçildiğinde, dolandırıcılar bu durumu kendi lehlerine çevirebildiler. Bu bağışların ardında ne gibi sahtekarlıkların yattığını açıklamak için yetkililerin konu üzerinde titizlikle durması şart görünmekte.
Zamanla medyada bu tür durumlarla ilgili haberlerin yer almasının ardından, birçok kişinin dolandırıldığı ortaya çıktı. Yerel güvenlik güçleri, birden fazla kişinin aynı sahte derneğe para bağışında bulunduğuna dair bir rapor hazırladı. FETÖ ve onun sahte mücadele anlayışı, dolandırıcıların elinde bir tür araç haline geldi. Şimdi herkes, devletin bu tür dolandırıcılık olaylarına karşı daha sağlam adımlar atmasını bekliyor. Hukuki süreçler başlarken, yetkililerin konu hakkındaki açıklamaları da merakla bekleniyor.
Bu olay, toplumsal güvenliğin sadece bireysel önlemlerle değil, daha köklü yapıların ve kurumsal yaklaşımların geliştirilmesiyle sağlanabileceğini bir kez daha gösteriyor. Özellikle, dolandırıcılıkla mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının da bu tür dolandırıcılıkları önleyici eve eğitici müzakereler gerçekleştirmesi büyük önem taşıyor. . FETÖ gibi yapılar, kendilerini gizleyerek toplumu hedef alıyor ve bu durumu abartarak insanları etkileme becerisine sahip. Bu nedenle, halkın bu tür vakalara karşı daha dikkatli ve duyarlı olması gerekiyor.
Sonuç olarak, FETÖ yalanıyla birlikte gerçekleşen bu dolandırıcılık vakası, yalnızca bir ekonomik kayba yol açmakla kalmıyor; aynı zamanda toplumda güven duygusunu da zedeliyor. Toplumun her kesiminden bireylerin, bu tür olayların farkında olması ve şüpheli faaliyetlere karşı uyanık olması hayati önem taşıyor. Devletin bu konuda atacağı adımlar, sadece mağdurların yaralarını sarmakla kalmayacak, aynı zamanda bu tür dolandırıcılıkların önlenmesine de katkı sağlayacaktır. Bu olaydan sonra, insanların FETÖ gibi yapılanmaların dolandırıcılık faaliyetlerine karşı daha bilinçli ve dikkatli bir tutum sergilemesi büyük bir önem arzediyor.